Nöralterapi, bozulmuş beden fonksiyonlarının, lokal anestezik maddelerin belli oranlarda sulandırılarak enjekte edilmesi şeklinde uygulanır. Uygulamaların esas amacı otonom sinir sisteminde uyarı sağlamaktır. Nöralterapi tedavi şeklinde uygulabildiği gibi bazı durumlarda tanı amaçlı olarak da kullanılabilmektedir.
Nöralterapi daha önceleri de az çok bilinse de ilk defa 1926 yılında Ferdinand Huneke’nin dikkati sayesinde fark edilmiştir. Damar içine yapması gereken novacaini yanlışlıkla damar dışına yapmış ve hastanın migren ağrılarının geçtiğini gözlemlemiştir.
Nöralterapi uygulamasında enjeksiyonun yeri, yönü, derinliği, kullanılacak lokal anestezik ilaç ve miktarı son derece önemlidir. Yapılan yüzeyel enjeksiyonlar bozucu alanları iyileştirmek için kullanılır. Derin enjeksiyonlarda ise anatominin son derece iyi bilinmesi gereklidir. Bozucu alanları tedavi ederken son derece dikkatli olunması gerekir. Çünkü normalde birden çok daha fazla sayıda bozucu alana sahip olan bedenimizde istemeden diğer sistemlere de zarar vermek mümkündür. Oldukça etkili olan bu yöntemi ben iki ucu keskin kılıca benzetirim, o yüzden son derece dikkatli kullanılmasını, aşırı ve tehlikeli enjeksiyonlardan kaçınılmasını öneririm.
En sık migren, mesane-prostat hastalıkları, ereksiyon problemleri ve vaginismus, trigeminal nevralji, depresyonlar, eklem problemleri, yumuşak doku problemleri, allerji, kalp, akciğer, bağırsak hastalıkları başta olmak üzere organ problemlerinde uygulanabilmektedir.