1991 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. 1992-1993 yıllarında Muş Bulanık ilçesi ve Muş Devlet Hastanesi acil servisinde zorunlu hizmetini tamamladı.
Mansuroğlu Mah. 286/10 Sok. No:7 Brand Office K:6 D:22 Bayraklı / İzmir
Otizm, erken yaşta ortaya çıkan ve yaşam boyu süren bir gelişimsel bozukluktur. Genellikle ilk 3 yaş içinde belirgin hale gelir ve sosyal ilişkilerde zorluklara neden olur. Otizmin karakteristik özellikleri arasında sözel ve sözsüz iletişimde güçlükler, göz teması kurma zorluğu ve jest-mimik kullanımı gibi sosyal becerilerde eksiklikler bulunur. Otistik bireyler sıklıkla tekrarlayan davranışlar sergilerler; örneğin, kolları sallama veya belirli seslerden rahatsız olma gibi. Otizm her yaşta teşhis edilebilir, ancak belirtiler genellikle çocukluk döneminin ilk 3 yılında belirginleşir.
Otizmin kesin bir nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Genetik faktörler, çevresel etkiler, doğum komplikasyonları ve viral enfeksiyonlar, otizme neden olabilecek faktörler arasında yer almaktadır. Araştırmalar, çeşitli kromozomlarda bulunan 100'den fazla genin otizm spektrum bozukluğuna neden olabileceğini göstermektedir. Ayrıca, beyin fonksiyonlarını etkileyen nadir genetik ve nörometabolik hastalıklar da otizm belirtilerine yol açabilir.
Otizmin belirtileri geniş bir yelpazeye yayılabilir, ancak genel olarak şunları içerir:
Az göz teması veya hiç göz teması kurmama
Dönme hareketlerine karşı aşırı ilgi
Kendisiyle konuşulduğunda tepki vermeme
Tekrarlayan hareketler (elleri, kolları, parmakları hareket ettirme)
Belirli nesnelerle takıntılı oyunlar
Ses, ışık ve kokulara karşı değişik tepkiler
Sosyal etkileşimde sınırlı beceriler ve sözsüz iletişim eksiklikleri
Ekolali yani bazı kelimeleri sürekli tekrar etme
Konuşma ve dil gelişiminde gecikme
Otizmin teşhisi, laboratuvar testleriyle değil, çocuk psikiyatristleri tarafından yapılan gözlemler ve değerlendirmelerle konulur. Teşhis süreci, tıbbi ve nörolojik muayeneler, bilişsel yetenek testleri, dil becerileri değerlendirmeleri ve davranış gözlemleri içerir. Ayrıca, gerekli görüldüğünde işitme testi ve kan testleri gibi ek değerlendirmeler yapılabilir.
Otizmi tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak, erken yaşta başlanan özel eğitim ve davranış terapileri, çocukların sosyal ve işlevsel becerilerini geliştirebilir. Erken müdahale, çocuğun gelişimini desteklemek ve belirtileri azaltmak için en etkili yöntemdir. Aile desteği ile birlikte kişiye özel eğitim programları ve terapiler, otizmli bireylerin yaşam kalitesini artırabilir.
Otizmli çocukların özel ihtiyaçlarını anlamak ve kabul etmek önemlidir. Aileler, çocuklarının davranışlarını ve tepkilerini gözlemlemeli, beklentilerini gerçekçi tutmalıdır. Çocuğun kendi dünyasında mutlu olup olmadığını anlamak ve uzun vadeli bir destek sürecine hazırlanmak, ailelerin bu yolculukta daha etkili olmasına yardımcı olabilir.
